Scroll to top

SORUŞTURMA EVRESİNDE ŞÜPHELİNİN İFADESİNİN ALINMASI MÜDAFİİİN DOSYAYI İNCELEME YETKİSİ

1.MÜDAFİİN DOSYAYI İNCELEME YETKİSİ

Anayasamızın; hak arama hürriyeti başlıklı 36.maddesinde ‘’Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.’’ denilerek, savunma hakkının Anayasa tarafından da korunduğu ve önem atfedildiği sabittir. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf ülke olarak AİHS‘nin Adil yargılanma hakkı başlıklı 6.maddesinde ; 3.f ıkrasında bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:

  • a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;
  • b)Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;
  • c)Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek ‘’ hakkına sahiptir . Bu hükümle sanığa kendini savunması için müdafiden faydalanma ve hukuki destek alma hakkı tanımıştır. Bu hak mutlak bir haktır.[1]

Şüpheli veya sanığın kendi kendini savunması şüpheli ve sanığın hukuki konularda bilgi sahibi olmayan kişiler olduğundan kendilerini nasıl savunacaklarını bilmeyeceği açıktır. Şüpheli veya sanığın konuşmasının lehine mi aleyhine mi olacağını, susma haklarının olup olmadığını bilemeyecekleri için bu durum ceza hukuku bilgisine sahip olan müdafiden destek almaları gerektiği kaçınılmazdır.[2]

CMK’nın Tanımlar başlıklı 2.maddesinde müdafiin tanımı yapılmıştır. Buna göre müdafi ; ‘’Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı’’ ifade eder. Her müdafi ve avukat görevini yerine getirirken Avukatlık Kanunu avukatlığın amacı başlıklı 2.maddesindeki ;

 ‘’Avukatlığın amacı; hukuki münasabetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.

Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.’’

 Müdafiye şüpheli veya sanığın  savunmasını yaparken adil savunma hakkını korumak maksadıyla  bir takım hak ve yetkiler vermiştir. Bu bağlamda bu bir takım hak ve yetkilerden olan müdafiin soruşturma evresinde dosyayı inceleme hakkı konusu üzerinde duracağız.

            Müdafiin dosyayı inceleme hakkı müdafiin dosyayı inceleme yetkisi başlıklı CMK madde 153 [3] de yer almaktadır ; ‘’ Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir  örneğini harçsız olarak alabilir ’’  şeklinde düzenlenmiştir

 CMK 153 ün gerekçesinde[4] ; ‘’Madde, savunma hakkı ve silâhların eşitliği ilkeleri bakımından büyük önem taşıyan, avukatın “bilgilere ulaşabilmesi” konusunu düzenlemektedir. Cumhuriyet savcısı, araştırma evresinde dosya esasen elinde bulunduğundan, her türlü bilgiye sahiptir. Avukatın dosyaya ulaşabilmesi hakkı ise, karşılaştırmalı mevzuatta birbirine göre farklı şekillerde düzenlenmiştir. Esas ilke, avukatın delillerin araştırılması yönünden bir tehlike arz etmediği hâllerde dosyaya ulaşabilmesidir. İspanyol Usul Kanununun 302 nci ve Alman Usul Kanununun 143 üncü maddeleri bu esası kabul etmişlerdir. Buna karşılık Doğu Avrupa ülkelerinde dosyayı inceleme hakkı, ilke olarak soruşturma evresi sona erdikten sonra başlamakta, çocuk ve malûller hakkında ise ilk ithamdan itibaren bu hak kullanılabilmektedir.

Esasta 1412 sayılı Kanunun 18/11/1992 tarihli ve 3842 sayılı Kanunla değişik 143 üncü madedesindeki düzenlemeye bağlı kalan Tasarının sistemi şöyledir:

  1. Kural olarak avukat, soruşturma evresine ilişkin dosyanın tüm içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.
  • Avukatın dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması soruşturmanın amacını  tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetki sınırlanabilir.
  • Ancak avukatın soruşturma evresinde şüphelinin ifade veya sorgusunu içeren tutanakları, bilirkişi raporlarını, müvekkilinin hazır bulunmaya yetkili olduğu işlemlere ilişkin tutanak ve belgeleri incelemek ve harç ödemeden bunların örneklerini alma hakkı mutlaktır. Bunlar hakkında ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.
  • Dördüncü fıkra gereğince soruşturma evresinin sona erdiği hususunda Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararın dosyaya kaydolunduğu tarihten itibaren henüz iddianame yazılmış bulunmasa da avukat bütün dosyayı incelemek hakkına sahiptir.
  • Beşinci fıkraya göre, iddianamenin mahkemeye verilmesinden sonra avukat dosyanın bütün içeriğini yani maddî bütün delil, iz, eser ve emareleri, eşyayı, bilgisayar içeriklerini, velhasıl dosyaya dahil her şeye ulaşabilmek ve tutanak ve belgelerin örneklerini harç ödemeden alma hakkına sahiptir.

Maddenin içerdiği haklardan, suçtan zarar görenin avukatı da, altıncı fıkraya göre yararlanabilecektir. Ancak bu koşul, şüpheli veya sanığın korunmaya değer üstün yararlarının ağır basmaması yani bu konuda suçtan zarar görenin yararları ile sanığın yararlan çatıştığında ağır basanın sanığın yararları olmamasıdır.

Maddenin son fıkrasında, kamu davası açılıncaya kadar, soruşturma evresinde oluşturulan dosya içeriği hakkında avukat tarafından kamuya herhangi bir açıklamada bulunulamayacağı kabul edilmiştir. Bu hüküm, soruşturma evresinin gizliliği hakkındaki ilkenin doğal bir sonucudur.

Adaletin adil olarak işlemesinde sistemin, savcı gibi, önemli bir yargı unsurunu oluşturan avukatın dosya içeriğine ulaşabilmesi, elbette ki uygundur. Ancak adalet sisteminin, hâkim ve savcı gibi bir yapısal unsurunu oluşturan avukat gizlilik ilkesine sadık kalacak ve bunun sonucu olarak dosya içeriğini sadece kanuna göre savunma işlevini yerine getirirken kullanacak, ancak işlevi dışı olan maksatlarla bunları kullanamayacak ve açıklamalarda bulunmayacaktır.’’   Şeklinde kanunun gerekçesinde belirttiği üzere müdafinin dosyayı incelemesi sadece bir yetki olmayıp hak ve yükümlülükler bütünüdür.

Müdafiin dosyayı inceleme hakkı ; müdafiin dosya kapmasında bilgi sağlamasına yönelik ilk ve en önemli metodudur.  Müdafi dosyayı incelemeden savunma yapması beklenemez. Mevcut dosyanın incelenmesi neticesinde müdafi şüpheli veya sanığa isnat edilen suçu anlayabilir. Dosyada bulunan delillere göre bir değerlendirme yapabilecek savunma stratejisini oluşturabilecektir.[5] Müdafi dosya kapsamında bilgi edindikten sonra şüpheliyle sağlıklı bir iletişim kurup savunmasını geliştirebilecektir.

 Müdafi dosyayı inceledikten sonra delil ileri sürme, soru sorma, susma hakkı gibi hakları şüpheliye haklarını öğretebilecektir. AİHM de AİHS de açık düzenleme olmamasına rağmen dosya inceleme hakkını silahların eşitliği ilkesine, adil yargılanma hakkına AİHS 6/3 e dayandırmaktadır. Bu bağlamda şüpheli ya da sanığa savunmasını hazırlayabilmesi için kovuşturma aşamasına geçildikten sonra dosyadaki iddia ve delillerin incelemesine olanak sağlamalıdır. AİHM dosyayı inceleme hakkının ne zaman başlayacağı konusunda hangi anda geçerli olduğuna ilişkin bir kesin görüş koymamakla beraber bu hakkın soruşturma aşamasında başladığı kanaatindeyiz.[6]

Müdafi dosyadan suçta kullanılan silah, alet vs. gibi deliller dışında dosyayı tamamen alabilir. Kanunda sayılan istisnalar harici müdafiden belge, bilgi gizlenemez.  CMK 153/1 gereği müdafi soruşturma esnasında dosyayı inceleyebilir ve istediği belgeyi harçsız alabilir.[7] Dosyayı inceleme hakkına esas itibariyle yalnızca müdafi sahiptir. Müdafinin bu haktan faydalanabilmesi için seçilmiş veya atanmış olmasına gerek yoktur. Müdafinin vekaleti olmasına gerek yoktur.[8]  Müdafi dosyayı sanık veya 3.kişilere gösteremez.

Katılan vekilinin, suçtan zarar görenin vekilinin de dosyayı inceleme ve soruşturma aşamasındaki dosyadan örnek alma yetkisi  ve hakkı vardır. (CMK-153/5)

A.Müdafiin Dosyayı İnceleme Yetkisinin Sınırlanması

Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi CMK 153/2 kapsamında sınırlandırılabilir. CMK 153(2) [9] ‘’Müdafiin dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabilir. Bu karar ancak aşağıda sayılan suçlara ilişkin yürütülen soruşturmalarda verilebilir:

a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),

2. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),

3. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),

4. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),

5. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220),

6. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),

7. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312,

313, 314, 315, 316),

8. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 326, 327, 328, 329, 330, 331, 333,

334, 335, 336, 337).

b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında

Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.

c) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 160 ıncı maddesinde

tanımlanan zimmet suçu.

d) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ‘’ suçlar kapsamında müdafiin dosyayı inceleme yetkisi ve dosyadan örnek alma hakkı sınırlandırılabilir. Hakimin dosya inceleme hakkına dair verdiği kısıtlama kararına karşı CMK 267 kapsamında itiraz yoluna gidilebilir.[10]

Yakalanan şüphelinin ifadesi ve dosyadaki bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar kısıtlama kararının dışında tutulacaktır. [11] Bu evraklara; şüphelinin ifadesine ve dosyadaki bilirkişi raporlarına savcının talebi üzerine sulh ceza hakimince kısıtlama getirilemez.[12] Müdafi soruşturma sırasında soruşturmaya konu evrakları kollukta eğer evraklar savcılıkta ise savcılık kaleminde inceleyebilecektir.

Müdafiin dosyayı inceleme hakkı, soruşturma aşamasında sınırlanabilir. Bu sınırlama özellikle tanığın korunması maksadıyla ortaya çıkabilmektedir. Bu bağlamda  AİHM, 18.03.1997 tarihli Foucher/Fransa kararında, soruşturmanın nihai amacının veya tanığın güvenliğinin sağlanması maksadıyla bu hakkın sınırlandırılabileceğine karar vermiştir.[13] Bir tanığın veya yakının can güvenliğinin tehlikede olması durumunda  savcının talebi sulh ceza hakiminin kararı ile müdafiin dosyayı inceleme yetkisi CMK da belirtilen katalog suçlara ilişkin olması koşuluyla sınırlanabilecektir. AİHME e göre savcılık makamı elindeki tüm belgeleri şüpheli veya sanığın lehinde olan tüm delilleri açıklamak zorundadır. Soruşturma aşaması dosya inceme hakkı kısıtlanabilir ; ancak saklanan belgelerin öneminin savcılık makamı tarafından tespit edilmesi silahların eşitliği ilkesine ve çelişmeli yargılamaya aykırıdır. Kısıtlama kararı verilebilmesi için bu bağlamda değerlendirme hakkınında hakime tanınmış olması gerekir.[14]

Müdafiin dosyayı inceleme, delilleri görme ve dosyanın bir suretini alma hakkının kısıtlabilmesi soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizliliği ilkesi ile bağlantılıdır. CMK’nın soruşturmanın gizliliği başlıklı 157.maddesinde ‘’ (1) Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.’’ denilmiştir. 

CMK 157’ nin gerekçesinde[15] ; ’’ Soruşturma evresinin içeriği ve sınırları, bu evrenin ne suretle cereyan edeceği, aktörleri ve yetkileri Tasarıda saptanmıştır. Soruşturma evresi genel olarak ve esas itibarıyla kamuya karşı gizli biçimde cereyan eder. Usul kanunlarının gösterdiği ve belirli işlemler itibarıyla gizli cereyan edeceği saptanan özel hâllerde ihlâlleri ayrıca cezalandıran hükümler vardır. Bu maddede söz konusu olan soruşturma evresindeki gizlilik ilke veya kuralının ihlâli hâllerinde uygulanacak yaptırımın belirlenmesidir.

Soruşturma evresinin gizliliği, ceza adaletinin doğruluk, dürüstlük, gerçeğe ulaşma ilkelerine uyulması için bir zorunluluktur. Ancak her şeyden önce suçsuzluk karinesinin sağlam tutulabilmesi yönünden de vazgeçilemez niteliktedir. Aksi takdirde, bizde ve yabancı ülkelerde örneklerine rastlandığı üzere yargısız infazlar sonucu insanlar ıstıraplara sürüklenmekte ve suçsuzluk karinesi böylece lafta kalmaktadır.

Tasarı, soruşturma evresinde tarafların ve özellikle şüphelinin ve avukatının yetkilerini belirtmektedir. Avukat, belirli istisnalarla soruşturma dosyasını incelemek olanağına sahiptir. Ancak avukat adalete hizmet eden bir mesleğin mensubu olarak dosyadan elde ettiği bilgileri sadece müvekkilini, kanunun verdiği olanaklar çerçevesinde savunması için kullanacak, bunları yayınlamak, örneğin medyaya vermek gibi eylemlere girişemeyecektir. Ancak, elbette ki, soruşturması yapılan suçlar hakkında, halkın bilgi sahibi olmak ihtiyacı da vardır. Medya bu suçlar hakkında bilgilenerek halkın bilgi edinmek ihtiyacını karşılamak görevindedir. Medya mensupları, bu konularda doğru haber elde edemediklerinde öteden beriden devşirilen ve çoğu kez yanlış olan bilgileri halka yansıtmakta ve insanların en temel hakkı olan suçsuzluk karinesi böylece ihlâl edilmektedir.

Bu sakıncayı gidermek üzere, maddenin ikinci fıkrasında Cumhuriyet savcıları için kamuyu aydınlatma olanağı tanınmıştır. Ancak Cumhuriyet savcısı bu gereği yerine getirirken soruşturmanın gizlilik ve selâmetine zarar vermeyecek bir üslûbu veya anlatım tarzını seçecek ve bir takım tebliğler vasıtası ile kamuoyuna açıklamalarda bulunabilecektir.

Soruşturma evresinde gerçekleştirilen işlemlere katılanlar, gizlilik ilkesine aykırı hareket ettiklerinde Türk Ceza Kanununun bu fiilleri cezalandıran hükümlerine göre cezalandırılacaklardır.’’

Cumhuriyet savcısı soruşturma aşamasında suç şüphesi olan kişi ile ilgili kamu davası açıp açılamayacağına karar vermek için işin gerçeğini araştıracak, bilgi toplayacak, şüphelinin aleyhine ve lehine delilleri toplayacaktır. Soruşturma savcısı bu işlemleri mevcut sistemde gizlilik içerisinde yapılması esastır. Müdafiin dosya içeriğini öğrenmesi durumunda delillerin karartılabilmesi ortadan kaldırılması şüphelinin gerçeğe aykırı beyanda bulunmasını kolaylaştırmanın yolunun açılması gündeme gelecektır. Bu yüzden müdafiin soruşturma evresinde dosyayı inceleyebilme yetkisi sınırlandırılmıştır ve belli çerçevede kalmıştır.[16]

Soruşturma evresinde telekomünikasyon yoluyla dinlenme, illetişimin tespiti, gizli soruşturmacı atanması, teknik araçlarla inceleme gibi çeşitli soruşturma tekniklerinin müdafiiden gizlenilmesi maksadıysa müdafiin dosyayı inceleme ve dosyadan örnek alma hakkı sınırlandırılmıştır. Soruşturmanın gizliliği kuralının asıl sınırı kanunda başka hükümler harici olmak üzere ‘’savunma hakkına zarar vermemek’’ olduğu CMK 157 de yer almaktadır. Cumhuriyet savcısı gerçekten soruşturmanın selameti açısında somut maddi olgular olması durumunda hakimden soruşturmanın kısıtlanmasını müdafiin bu hakkının sınırlandırılmasını talep etmelidir. Soyut gerekçelerle ‘’soruşturmanın amacının tehlikede olması’’ gibi nedenlerle kısıtlama talep etmemelidir.  Hakim de sırf savcı istedi  savcıya ‘’ayıp olmasın’’ diye bu talebi kabul etmemelidir. Sulh Ceza Hakimi de kısıtlama kararı verirken kararını gerekçelendirmelidir. Kısıtlama gerekçesini açıkça yazmalıdır. Sadece savcılık istedi diye kısıtlama gerekçesi vermek adil yargılanma hakkının ihlaline sebep olacaktır. Kısıtlama kararının gerekçesi akla ve mantığa uygun olmalıdır. Hukuka uyarlı, hiçbir şüpheye mahal vermemelidir.[17]

Toplumsal iddia makamını oluşturan cumhuriyet savcıları görevlerini ifa ederken dışarıya herhangi bir istihbarat sızıntısı olmadan ve hiçbir kuşku duymadan soruşturma görevlerini yapmalıdırlar. Ülkemizin bir gerçeği olan kimi avukatların kimi organize örgütlerle birlikte hareket ettikleri kimi bölücü örgütler adına avukatlık mesleği adı altında çalıştıkları da bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda savunma kapsamında hareket ederken savunma hakkının kutsallığından da vazgeçmeden de ülke gerçeklerini bilerek hareket etmeli salt savunma hakkı adı altında suç işleyenlerin varlığına da dikkat etmeli bir denge içinde olmalıyız.[18]

Kolluk dosya kapsamında kısıtlılık kararı olmadan dosyanın müdafi tarafından incelenmesini veya örnek almasını engellerse veya savcıdan gelecek emiri beklemek için müdafii oyalaması durumunda kolluğun bu tutumu hukuka aykırı ve savunma hakkını ihlal edici hareket olacaktır.[19] Anayasa 36.maddesi bağlamında savunma hakkının ihlal edilmesi ve adil yargılanma hakkının ihlali gündeme gelecektir.

Bu hakkın sınırlanması, dosyanın kısıtlılığı iddianamenin kabulüyle sona erecektir.[20]  Müdafi , iddianamenin kabulünden sonra dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir ve tüm dosyanın bir suretini alabilir. CMK 153 /(4)’’  Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya  içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.’’  Müdafi dosya kapsamında toplanan delillerin suretlerini inceleyebildiği gibi orjinallerini de inceleyebilir.

Müdafiin yetkilerinin soruşturma evresinde bu  şekilde sınırlanabilmesi ve savunma hakkının tam olarak serbest bırakılmamasının nedeni ‘’adaletin suçlular karşısında zayıf ve silahsız kalması’’ korkusundan gelmektedir.[21]

06.08.2015 tarihli 29437 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan  Bölge Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin  137.maddesinde[22]  Soruşturma evrakının incelenmesi ve örnek alınması başlıklı maddede ; ‘’

  • Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.
  • Şüpheli ve müdafii soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini fizikî ya da elektronik ortamda harçsız olarak alabilir.
  • Şüpheli ve müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına ilişkin yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi ve ilgili hâkimin kararıyla kısıtlanabilir.

(4) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz.

(5) Bu maddenin içerdiği haklardan mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve vekilleri de yararlanır.

(6) İncelemenin yapıldığına veya belge örneği alındığına dair düzenlenen dosya inceleme ya da belge örneği alma tutanağı, dosyayı inceleyen veya belge örneği alan ile nezaret eden görevli tarafından imzalandıktan sonra taranarak UYAP’a aktarılır.

(7) Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısının belirleyeceği personel huzurunda kalemde veya ön büroda incelenir’’. Şeklinde yer alarak CMK 153’e uyumludur.

Aynı yönetmeliğin  dosyanın incelenmesi ve örnek alınması başlıklı maddenin 165.maddesinde [23]; ‘’ (1)Mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve katılanın vekilleri ile müdafi kovuşturma evresinde dosya içeriği ile muhafaza altına alınmış delilleri fizikî veya elektronik ortamda yazı işleri müdürü ya da görevlendireceği bir zabıt kâtibinin yanında inceleyebilir.

(2) Avukat veya stajyeri vekâletname olmaksızın kovuşturma dosyalarını inceleyebilir.

(3) Mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören, katılan ve sanık kovuşturma dosyasındaki bütün tutanak ve belgelerin örneğini harçsız olarak alabilir.

(4) Mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve katılanın vekilleri ile müdafi vekâletname veya görevlendirme yazısı ile başvurmaları hâlinde kovuşturma dosyasındaki bütün tutanak ve belgelerin örneğini harçsız olarak alabilir.

(5) İncelemenin yapıldığına veya belge örneği alındığına dair düzenlenen dosya inceleme ya da belge örneği alma tutanağı dosyayı inceleyen veya belge örneği alan ile nezaret eden görevli tarafından imzalandıktan sonra taranarak UYAP’a aktarılır.

(6) Müdafi ve vekil, Avukat Bilgi Sistemi vasıtasıyla UYAP üzerinden dava dosyalarını inceleyebilir ve örnek alabilir.

(7) Mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören, katılan ve sanık güvenli elektronik imza sahibi olmak koşuluyla Vatandaş ve Kurum Bilgi Sistemi vasıtasıyla UYAP üzerinden tarafı olduğu kovuşturma dosyasına ait evrakı inceleyebilir ve örnek alabilir. Güvenli elektronik imza sahibi olmayan mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören, katılan ve sanık ise sadece dava ve işlerin kapak bilgilerine ulaşabilir.

(8) Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet savcısı ile denetimleri sırasında Bakanlık ve Kurul müfettişi dava dosyasını her zaman inceleyebilir.

(9) Bu maddede sayılanlar dışında, mahkeme başkanı veya hâkimin izni olmadan mahkeme evrakı kimseye gösterilmez. Şeklinde hükümle Avukatlık Kanunu 46.maddesiyle;

’Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliylede takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Avukatın onanmasını istemediği örnekler harca tâbi değildir.

Avukat veya stajyer, vekâletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını inceleyebilir. Bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesi zorunludur. Vekâletname ibraz etmeyen avukata dosyadaki kağıt veya belgelerin örneği veya fotokopisi verilmez.’’   Paralel ve uyumlu  bir halde düzenlenmiştir.[24]

Müdafiin dosya inceleme hakkı, davayla ilgili detaylı bilgi edinebilmesi sağlamakla birlikte savunmasını nasıl yapacağını, stratejisini nasıl ilerleteceği imkanını da sunmaktadır. Diğer önemli hususta müdafiye şüpheli veya sanığın vekaletini alıp almamak konusunda karar vermesi yönünde faydası olacaktır. [25] Avukat bu sayede vekaletname istenmesi gibi bir durumla zaman kaybetmeyecektir.  

CMK 153 de düzenlenen  müdafiin dosya inceleme hakkı Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 22.maddesinde de aynen tekrarlanmıştır.  Yönetmelikte bulunan ‘’ kollukta bulunan soruşturma dosyası için yetkili cumhuriyet savcısının yazılı emri gerekir’’ cümlesi Danıştay İdari Dava Daireleri kurulu tarafından öncelikle yürütmesi durdurulmuş ardından  ilgili maddenin iptaline karar verilmiştir.[26]

B.İlgili Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul Kararı;  [27]

’’ Müdafiin dosyanın tamamını inceleme talebinde bulunması durumunda, Cumhuriyet Savcısının soruşturmanın amacının tehlikeye düşüp düşmeyeceğine ilişkin bir değerlendirme yapmasına olanak sağlamak bakımından, talebin savcılık onayına bağlı olarak karşılanmasında Kanunun amacına aykırılık yoktur. Ancak, yine Kanunun amir hükmü uyarınca hiçbir şekilde incelenmesi ve örnek alınması engellenemeyecek olan belgelere yönelik taleplerde de Cumhuriyet Savcısının yazılı emrinin aranmasının, Kanunda yer almayan yeni bir usul ihdas etmek suretiyle savunma hakkının kullanılmasının zorlaştırılması anlamına geleceği ve bu uygulamanın da Kanunun genel amacıyla bağdaşmayacağı açıktır.

Bu itibarla, davalı idarece, müdafiinin kollukta bulunan soruşturma dosyasının tamamına yönelik inceleme ve örnek alma talebi ile 5271 sayılı Yasanın 153. maddesinin 3. fıkrasında sayılan belgelere yönelik inceleme ve örnek alma talebi arasındaki fark gözetilmek suretiyle bir düzenleme yapılması gerekirken, bu ayrım yapılmaksızın, kolluktaki dosyalara yönelik tüm müdafi taleplerinin karşılanmasını cumhuriyet savcısının yazılı emrine bağlayan dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.’’  Kanımızca da Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu yerinde bir karar vererek adil yargılama ve savunma hakkını ihlal eden düzenlemeyi iptal etmiştir.

C.AİHS ve AİHM Kararları Kapsamında Dosya İnceleme Hakkının Değerlendirilmesi

Dosya inceleme hakkına ilişkin AİHS de özel bir düzenleme yer almamaktadır. Söz konusu hak silahların eşitliği, adil yargılanma hakkı ve AİHS m 6/3-b den çıkarıma ulaşmıştır. Bu anlamda sanığa, hakkında açılan davayla ilgili olarak  dava kapsamında delillerin inceletilmesine olanak sağlanmalıdır. Dosyanın kapsamı düşünüldüğünde sanığa savunmasını hazırlayabilmesi için yeterli süre verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. AİHM dosya inceleme hakkının şüpheli veya sanık açısından tam olarak ne zaman başlayacağıyla ilgili bir kural getirmemiştir. Bu hakkın soruşturma aşamasında da geçerli olduğu kanaatindeyiz. Müdafiiyle birlikte sanığında dosyadaki bilgilere ulaşması gerekir.[28]

AİHM’ in 12.03.2003 tarihli Öcalan kararında ; soruşturma aşamasında toplanan delillerin duruşmadan önce başvurucuya iletilmemesinin AİHS 6.’nin ihlali olarak nitelenmiştir. Bu kararla dosya inceleme hakkının müdafiyle sınırlandırılmaması görüşü çıkmaktadır. Ancak atama yoluyla bir müdafi görevlendirilmesi neticesiyle şüpheli veya sanıkla müdafi arasındaki güven ilişkisi tartışmalı olduğu için AİHS 6 ihlali gündeme gelmiştir. Şayet sanık müdafi seçseydi ve onun yardımından faydalansaydı dosyanın sadece başvurucu sanık veya şüphelinin seçmiş olduğu müdafi tarafından incelenseydi   AİHS 6 ya aykırılık teşkil etmeyecektir. AİHM 3.kişilerin güvenliği ve adaletin sağlanması için soruşturmanın gizli tutualabileceğini kabul etmiştir. [29]

            Dosya inceleme hakkının sınırsız olmadığı sabittir. Soruşturmanın amacının veya 3.bir kişinin can güvenliğini tehlikeye düşürecek olması durumunda bu hak sınırlandırılabilir. AİHM ‘in yeni kararlarına göre şüpheli veya sanığın tutuklu olması durumunda müdafiin dosyadaki bilgi ve evraklara ulaşması gerekir. AİHS 5/4 ile sağlanan tutukluluk durumunun incelenmesine ilişkin yargılama , adil yargılamanın gereklerine uygun olmalı  ve katılanlarla arasında silahların eşitliği gerçekleştirmelidir. Tutuklamaya ilişkin etkin savunma için eğer dosyadaki kısıtlılığın devam etmesi durumunda silah eşitliği söz konusu olamaz. Tutukluluğun hukuka uygunluğunun denetimi için sanık müdafii tarafından dosyadaki bilgilere ulaşılması sağlanmalıdır.[30]

                        AİHM baştan beri müdafiden bağımsız olarak şüpheli veya sanığın da dosyayı inceleme hakkına sahip olduğunu belirtmektedir. Türk Hukukunda ise bu hak müdafiye tanınmıştır. Şüpheli veya sanığın dosyayı inceleme hakkıyla ilgili bir düzenleme olmaması Türkiye açısından bir başvuru halinde sorun yaratacaktır.[31]

D.Sanığa Dosya İnceleme Hakkının Tanınması

Şüpheli veya sanığın dosyayı inceleme hakkı Türk hukukunda tartışmalıdır. Şüpheli veya sanık dosyasına müdafisinin gözünden bakabilmektedir. Bu hakkın şüpheliye veya sanığa değil müdafiye tanındığı yönünde genel bir kanı hakimdir. Demirbaş a göre, CMK 153’ de ‘’Müdafiin’’ dosyayı inceleme yetkisi düzenlenmiştir. Bu bağlamda kural olarak bu yetki bu hak sadece müdafiye tanınmıştır. Şüpheli veya sanığın dosyadan suret, bilgi, belge alma hakkı soruşturma evresinde savcının, kovuşturma sırasında ise mahkemenin takdiri olduğu görüşündedir. AİHM’ in Foucher/Fransa kararında sanığa dosyayı inceleme hakkının tanınmamasını AİHS 6/3 ve 6/1’in ihlal edildiği yönünde karar vermiştir. Müdafisi olmayan şüpheli veya sanığa dosyayı inceleme hakkı verilmesini zorunlu tutmuştur. [32]

SONUÇ

Ceza yargılamasının temel amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Şüpheli veya sanık hakkında soruşturma yapılırken şüphelinin savunma hakkı kısıtlanmamalıdır. Şüpheli veya sanık müdafiile birlikte her aşamada hakkındaki dosyayı inceleyebilmeli, delilleri görebilmeli örneğini alabilmelidir. Ancak savunma hakkını ve adil yargılama hakkını korurken de adaletin gerçekleşmesini engelleyecek, suç işlemiş kişilerin cezalandırılmasını engel olacak şekilde de bu hak kullanılmamalıdır. 3.kişilerin veya tanıkların can güvenliğini tehlikeye düşürecek somut bir tehlikenin olması durumunda CMK da sayılan suç şüphelerinin varlığı ve savcılığın talebi doğrultusunda dosya hakkında hakim tarafından kısıtlılık kararı getirebilmelidir. Ancak bu kısıtlama kararı gerçekten somut olayın niteliğine göre değerlendirilmeli ve gerekçelendirilmelidir. Sırf savcılık istedi diye müdafiin dosyayı inceleme hakkı sınırlandırılmamalıdır. Müdafi vekaletname olmaksızın soruşturma aşamasında dosyayı inceleyebilmeli ve istediği evrağın örneğini harçsız alabilmelidir.

Müdafisi olmayan şüpheliye de dosya inceleme hakkı tanınmalıdır. Şüphelinin müdafiden ayrı olarak dosya inceleme hakkına sahip olmalı savunmasını hazırlamak için gerekli süre tanınmalıdır. Aksi durumda savunma hakkının ve adil yargılama hakkının ihlali gündeme gelecektir.

KAYNAKÇA

  • DEMİRBAŞ, Timur, Soruşturma Evresinde Şüphelinin İfadesinin Alınması, 5. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2018
  • KOCAOĞLU, Serhat Sinan ,  Müdafi,  Seçkin, 2017
  • ÖZTÜRK, Bahri / TEZCAN, Durmuş / ERDEM, Mustafa Ruhan / GEZER, Özge Sırma / SAYGILAR KIRT, Yasemin F. / ALAN AKCAN, Esra / ÖZAYDIN, Esra / ERDEN TÜTÜNCÜ, Efser, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 11. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2017.
  • ÜNVER, Yener / HAKERİ, Hakan, Ceza Muhakemesi Hukuku, 14. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2018.
  • TEZCAN/ERDEM/SANCAKDAR/ÖNOK, İnsan Hakları El Kitabı, Seçkin, Ankara 2019,
  • DOĞMUŞ, Simay, SORUŞTURMA EVRESİNDE MÜDAFİİN DOSYA İNCELEME YETKİSİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLARIN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ, https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2019/09/SIMAY-DOGMUS.pdf, s.1076
  • KAZANCI BİLİŞİM
  • https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d22/c066/tbmm22066026ss0698.pdf

[1] http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/hgdmakale/2010-1/9.pdf

[2] DEMİRBAŞ, Soruşturma Evresinde Şüphelinin İfadesinin Alınması, 5.Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara,2018, s.157          

[3] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5271.pdf

[4] https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d22/c066/tbmm22066026ss0698.pdf

[5] DEMİRBAŞ, s.191

[6] ÖZTÜRK, Bahri / TEZCAN, Durmuş / ERDEM, Mustafa Ruhan / GEZER, Özge Sırma / SAYGILAR KIRT, 26 Yasemin F. / ALAN AKCAN, Esra / ÖZAYDIN, Esra / ERDEN TÜTÜNCÜ, Efser, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 11. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2017, s.180

[7] ÜNVER, Yener / HAKERİ, Hakan, Ceza Muhakemesi Hukuku, 14. Baskı, Adalet Yayınevi,

Ankara, 2018 S.221

[8] ÖZTÜRK, Bahri / TEZCAN, Durmuş / ERDEM, Mustafa Ruhan / GEZER, Özge Sırma / SAYGILAR KIRT, 26 Yasemin F. / ALAN AKCAN, Esra / ÖZAYDIN, Esra / ERDEN TÜTÜNCÜ, Efser, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku Ders Kitabı, 11. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2017, s 256

[9] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5271.pdf

[10] DOĞMUŞ, Simay, SORUŞTURMA EVRESİNDE MÜDAFİİN DOSYA İNCELEME YETKİSİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLARIN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ, https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2019/09/SIMAY-DOGMUS.pdf, s.1076

[11] ÖZTÜRK / TEZCAN / ERDEM / GEZER/ SAYGILAR / ALAN/ ERDEN TÜTÜNCÜ s.263

[12] DEMİRBAŞ, 201

[13] DEMİRBAŞ, s.194

[14] DOĞMUŞ,  s. 1078

[15] MADDE GEREKÇESİ – CMK. MADDE 157- THS Şerhi (serh 1636) (turkhukuksitesi.com)

[16] KOCAOĞLU, S.181

[17] KOCAOĞLU, Müdafi, Seçkin Yayınları,2017, s.182

[18] KOCAOĞLU, s.184

[19] KOCAOĞLU, , s.180

[20] DEMİRBAŞ, s.196

[21] KOCAOĞLU , s.78

[22] https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/08/20150806-3.htm

[23] https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/08/20150806-3.htm

[24] DEMİRBAŞ, s.291

[25] DEMİRBAŞ, s.200

[26] KOCAOĞLU, s.184

[27] DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 2005/762 T. 15.12.2005, KAZANCI BİLİŞİM

[28] TEZCAN/ERDEM/SANCAKDAR/ÖNOK, İnsan Hakları El Kitabı, Seçkin, Ankara 2019, s.370

[29] ÖZTÜRK/ TEZCAN / ERDEM,/ GEZER/ SAYGILAR/ ALAN  / ÖZAYDIN, / ERDEN TÜTÜNCÜ/ s 259

[30] TEZCAN/ERDEM/SANCAKDAR/ÖNOK, s.371

[31] TEZCAN/ERDEM/SANCAKDAR/ÖNOK, s372

[32] DEMİRBAŞ,  s.212

Post a Comment

You must be logged in to post a comment.